Editörden
Sevgili Femtrak okurları ve yazarlarımız
2025 yılını da devirdik. Çok uzun, çok kahırlı,” ama artık bu da olmaz ki” dediğimiz herşeyin olduğu,
cımbızla çekip bulduğumuz iyilikleri kucaklayarak, kamyonla gelen kötülükleri lanetleyerek
geçirdiğimiz bir yıldı.
Korku egemen oldu toplumumuza. Ama dikkat ederseniz sadece ülkemize değil neredeyse tüm
dünyaya. Avrupa savaş hazırlığı yapıyor. Hükümetler evlerinizde en az bir ay yetecek yiyecek, su ve
ilaç depolayın diyorlar. Faşist partiler hızla güçlenmeye ve hükümetlerde söz sahibi olmaya devam
ediyor.
Bizi derseniz hiç sormayın. Aç açık insan dolu sokaklarımız. Kirasını ödeyemediği için cami avlularında
çoluk çocuk yatan, evine bir dilim ekmek götüremediği için kendini sokak ortasında yakan, insanların
çöplerden yiyecek topladığı bir ülke olduk. Politik yaşam, hak hukuk adalete çevirirseniz gözlerinizi
gördüğümüz sadece adaletin artık ayaklar altında olduğu. Hapishaneler ardına kadar doldu bu yıl. Yer
kalmadığı için koğuşlarda mahkumlar yerlerde yatıyor. Belediye başkanları, gazeteciler, gençler, işçiler
ve kadınlar içerde.
Kadınlar dedim. Bu yıl tam sonuçlar henüz açıklanmadı ama 400’e yakın kadın erkekler tarafından
öldürüldü. Cinsel taciz artık burnumuzun dibinde. Kadınlar sokak aralarında taciz ediliyor ve tacizci
serbest bırakılıyor. Bu cezasızlık azgın erkeği daha da azgınlaştırıyor. Zaten kadına karşı şiddet sarıklı
din tüccarları tarafından da açıkça destekleniyor.
Çocuklarımız “devlet desteği” altında meslek öğreneceksiniz diye çalıştırılarak sömürülüyor, intihara
sürekleniyor. Uyuşturucu baronları okul kapılarında, kahvelerde yapılan satışlardan servetlerine
servet katıyor.
Mutlu olan kimse yok ülkede. Sadece devlet başımız mutlu gibi görünüyor. Ona göre büyüyoruz,
herşey yolunda. Ülkede satılmadık neresi kaldı diye düşünüyorum. Araplara, yabancı sermayeye
peşkeş çekiliyor, topraklarımız, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız, kültürel emanetlerimiz…
Bu yılın bence tek olumlu yanı, her hafta sokakları dolduran binlerce insanın protestolarıydı. CHP’nin
başı çektiği diğer demokrasi güçlerinin desteklediği eylemler henüz üzerimize toprak atılamadığını
gösterdi. Bir diğer olumlu girişim ise “Barış Girişimi” idi şüphesiz. Kör topal da olsa yürüyormuş gibi
görünüyor. Arkasında nasıl oyunlar döndüğünü elbette şu anda bilemiyoruz ama en kötü barış bile
savaştan daha iyidir demek isterim.
Velhasıl 2025 bizden çok şey götürdü. Ruhumuzu, yüzümüzdeki gülümsemeyi, mutlu olma isteğimizi,
enerjimizi, paramızı pulumuzu, umudumuzu çaldı götürdü.
Pardon umudu çaldı dedim. Geri alıyorum. Umudumuz yerinde, 2026’da da mücadeleye devam.
Sağlıkla kalın.



